 |
Istrancalara Genelge’li yıkım..
6 Ay önce ÇED süreci son eren, İptal edilen, İade edilen dosyalar geri geldi. ÇED süreçleri yeniden başladı.
Yeniden başlamasında ki gerekçe ise, 2014-1 sayılı Orman ve Su İşleri Genelgesinde yapılan bir değişiklik..
Değişikliği Madenciler Derneği talep ediyor.. Ekim 2014 tarih 53 sayılı dergilerinde Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel EROĞLU’nu yaptıkları ziyarette taleplerini bir mektup halinde Sayın Bakana sunuyorlar..
Taleplerden bazılarına bakıldığında
1-Ödedikleri vergilerde indirime gidilmesi,
2-2014 / 1 Biyolojik çeşitlilikle ilgili olan genelgedir. Sektöre kısıtlamalar getiren bu genelgenin koruma alanları ile ilgili bölümleri ilgili olarak “bilimsel rapor” istenmesi hem zaman kaybettirmekte hem de madencilere önemli maddi külfet yüklediği,
3-6831 sayılı Orman Kanunun 92. Maddesince düzenlenen “Kanun hükümlerine göre verilen ruhsat veya izin belgesindeki sürenin dolmasına rağmen maden ocağı işletmeye devam edenler ya da izin verilen alandaki sınırı aşanlar için, hapis cezası uygulamasının kaldırılarak idari para cezası getirilmesi
Genelgede değişiklik yapılıyor ve ardından yaşananlara baktığımız da;
Kırklareli Vize İlçesi Pazarlı köyünden bir örnek..;
11.12.2014 Tarihinde Halkın Katılım Toplantısı DOĞANCA köyünde yapılmak isteniyor.. Halk karşı çıkıyor. Yapılamıyor.. Aradan geçen 6 ay İçerisinde Genelgede değişiklik yapılıyor, Aynı ruhsat alanında ki Orman için bu defa da PAZARLI köyü olarak geliyor. Bu defa halkın katılımı toplantısı 22/07/2015 tarihinde Pazarlıda yapılmak isteniyor. Yine yapılamıyor.. Yöre halkı Ormanlık alanda Kil ocağı açılmasını istemiyor..
Halk şaşkın.. “Hani ÇED süreci sona ermişti.. “ diyor ÇED Süreçleri sonlandırılırken, Proje alanının tamamının orman alanı içinde olduğu, Ergene Havzası içine yer aldığı, Vize Orman Faaliyet sahasının orman bütünlüğünü olumsuz olarak etkileyeceği, orman halk münasebetlerinin olumsuz etkileneceği, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın 2014/1 sayılı genelgesi kapsamında değerlendirmeye alınmayacak sahalar kapsamında yer aldığı tespit edildiğinden projenin uygun görülmediği gerekçesi nedeniyle ÇED Süreci Sonlandırılmıştır. Deniliyor..
Kırklareli Pınarhisar İlçesi Poyralı köyünden bir örnek..;
Çimento kili ocağı kapasite artışına ilişkin olarak; ÇED Süreci 22.07.2014 tarihinde başlatılmış olup, 20.01.2015 tarihinde gerçekleştirilen İnceleme Değerlendirme Komisyonu Toplantısında komisyon üyesi olan Orman ve Su İşleri Bakanlığı, DSİ Etüt, Planlama ve Tahsisler Dairesi Başkanlığı’ nın “Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın 03 Mart 2014 tarih ve 2014-1 Genelgesi 5. Maddesi (c) bendi 5 numaralı alt bendi gereğince faaliyet değerlendirmeye alınmadığını” belirtir kurum görüşü doğrultusunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ nın kararı ile “Proje İptal ve İade” edilmiştir. Deniliyor.. Gerekçe olarak ta, Yer altı suyu işletme sahalarında 1 ve ıı grup madencilik faaliyetleri değerlendirmeye alınmayacağı 5 Kasım 2009 tarih ve 27397 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmış olması gösteriliyor..
Resmi Gazete de yayınlanan karar hala yürürlükte iken, İptal ve iade edilerek ÇED süreci sonlandırılan dosyalar, aynı alanlar için tekrar tekrar geri geliyor..
UYARIYORUZ
“ORMANLARIN VE SU HAVZALARININ KORUNMASI” bugün ve gelecek açısından önemlidir. Yeniden ÇED süreci başlatılan bu dosyalar RED edilmeli ve geçersiz sayılmalıdır.
Bölgede çok uzun süre çalışmalar yürüten Prof. Dr. Doğan KANTARCI’nın konuyla ilgili görüşü çok önemli ve dikkat çekici “Meşe baltalık ormanlarının kök sistemleri 300-500 yıllık oldukları için toprağı derinlemesine kavramışlar ve asırlardır süren odun ile odun kömürü amacı ile baltalık kesimlerine kök ve kütük sürgünleri vererek dayanabilmişlerdir.
“Özellikle kurak ve karasal iklim etkisi altında olan Ergene Havzası’ndaki meşe baltalık ormanları açık ocak işletmeleri ile köklenip, yok edilirlerse, bir daha yetiştirilmeleri mümkün değildir. Bu meşe ormanları bir yandan da kurak iklimi atmosfere verdikleri su buharı ile nemlendirmekte, yağışların sellere dönüşmesini önlemekte ve Ergene Havzası’nın yer altı suyunu üretmektedirler.
Bal üretimi için de önemli ağaç ve çalı türlerinin bulunduğu gibi işlevlerinden ötürü ”Üstün kamu yararı” sağladığı, bu sebeplerden dolayı da açılmak istenen kil ocağına izin verilmemesi gerekir.
Saçlı Meşe (Quercus cerris), Macar Meşesi (Quercus conferta . syn. Q. hungarica), Tüylü Meşe (Quercus pubescens), Akçakesme (Phyllirea latifolia), Karaçalı (Paliurus aculeatus syn. P. spina christi), Katran Ardıcı (Juniperus oxycedrus), Yabani Gül (Kuşburnu Rosa canina) vd birçok türlerin bir arada yaşadığı doğal bir ekosistemdir. Bu orman alanı “Avrupa Vejetasyon Haritasında” “G28 “ biriminde tescil ettirilmiştir (Prof. Dr.M.Doğan Kantarcı-2000 tarafından).
Diğer bir deyimle bu orman Avrupa’nın önemli ve korunması gereken “Ekolojik olarak hassas yetişme ortamlarındaki kurak mıntıka ormanlarından” olup, aynı zamanda önemli bir bal üretim ormanıdır.
Sonuç olarak; Doğanca ile Pazarlı köyleri arasında ve Ahmetbey Deresi su toplama havzasında yer alan meşe ormanının işlevleri bakımından “Üstün kamu yararı” kapsamında, tür bileşimi ve kurak mıntıka ormanı olarak ta Avrupa Vejetasyonu bakımından“mutlak korunması gereken” ormanlardan olduğu, bu sebeple de OGM 2014/1 genelgesinde yapılan “özel amaçlı” değişikliklere rağmen bu ormanlarda açık ocak işletmesine izin verilmesi uygun olmayacaktır.” Diyor Prof Dr KANTARCI Hocamız.
Genelgede yapılan değişikliğin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle, Vize Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunarak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığına da Telafisi mümkün olmayan sonuçlar yaşanmadan, dosyaların ÇED sürecinin durdurulması için itirazımızı yaptık.
Istrancalar’da o kadar çok proje, plan, sınır ötesi toplantılar ve çalıştay yapıldı ki, Bunların en önemlileri GEF II ve Biyosfer rezerv alan projesidir..
Milyon Dolarlar harcanarak yapılan Projeler sonucunda UNESCO’nun istediği formatta hazırlanan dosyaların akıbeti belli değil..
GEF II için yine milyonlarca dolar harcanmış, ancak Longoz ormanları ve ve göller hala hak ettiği koruma kapsamında değildir.
Trakya arısı 30/06/2010 Tarih ve 29 sayılı olurları ile Tarım Bakanlığı tarafından mutlak korumaya alınmış olup, Yıldız dağlarının tamamına yakınında TRAKYA ARISI koruma kapsamındadır. Ancak arının yaşam alanlarına ruhsatlar verilmektedir.
Turizm Bölge Planı 2 yıldır onay bekliyor..
Ergene Havzası Emniyetli işletme rezervi nedeniyle, 5 Kasım 2009 da Resmi gazetede yayınlanan karar gereği, 4 alt havzada yer altı suyu sondajına bile izin verilmezken, madencilik faaliyetlerine izin veriliyor.
Istrancalar İstanbulun su ve hava kaynağı.. TV haberlerinde sıkça duyarsınız.. “Balkanlardan gelen sıcak, serin, yağışlı hava v.b. İstanbul’u etkisi altına alacak”
Istrancalar’daki tahribat devam ederse, bir an önce koruma altına alınmaz ise dağdaki yaşam olurken, İstanbul’a da hava ve su gitmeyecek..
Komşumuz Bulgaristan Istrancaların önemini biliyor. Korumak için çalışmalar yürütüyor.
Bulgaristan sınırlarında kalan Istranca Tabiat Parkı 24.01.1995 tarihinde bir grup çevreci ve ormancının insiyatifleriyle oluşturulmuştur. Amaç; bölgenin sürdürülebilir sosyal ve ekonomik gelişimini temin etmek olduğu kadar toplum yararı için Istrancaların doğası ile ilgili gelenek ve geçimi sürdürülebilir kılmak amaçlanmıştır..
Bulgaristan Istranca tabiat parkında belirlenen 122 habitat türü onu Avrupa’ da korunan alanlar arasında birinci sıraya yerleştirmektedir.
Tabiat Parkı Bulgaristan’ daki en büyük korunmuş alandır (116 068 ha, ya da 1160 km2, tüm ülke alanının %1’ i).
2008-2009 yıllarında 2 Yıl süren AB projesi olarak, Biyosfer Rezerv alan çalışması , Istranca dağlarının yaklaşık 1,218 km2 sinin biyosfer rezervi olması teklif edilmiştir. Hazırlanan rapor ve dosyaların akıbeti belli değil..
2 Yıl süren Proje sonucunda hazırlanan dosya ve raporlar, Bilimsel çalışmalar, Bakanlıkların arşivlerinde durdukça, tahribat devam edecek.. Ormanlara Taş,kil,altın,gümüş,çimento,kalker,kum , HES, RES v.b. gelmeye ve geleceği yok etmeye devam edecek..
GÖKSAL ÇİDEM
Bu Haberin Kaynağı : Göksal ÇİDEM
